26 Temmuz 2016 Salı

Kitap Yorumu: Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece

Bu roman annelere gelsin!

Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece
Kristin Hannah
Pegasus Yayınları
Psikolojik, dram, romantik, gizem ..

     2. İstanbul Beykoz Kitap Fuarı'ndan beri beklettiğim bir kitaptı (3 ay olmuş) ve ne kadar büyük bir hata yaptığımı suratıma koca bir tokatla anlattı. 
     İlk defa Kristin Hannah'dan bir kitap okudum ve söyleyebilirim ki, bu yazar, hakkındaki övgüleri kesinlikle hak ediyor. Başlarda konuya girmekte zorlansa da bunu unutturuyor. Öylesine masum duygularla ele alınmış ve o duyguları size öylesine içten veriyor, hissetmenizi sağlıyor ki. Bilirsiniz, bunu yazarların %90'ı yapamaz, duyguyu size tam hissettiremezler yada eksik verirler, atlarlar vb. Ama karşınızda alelade bir yazar durmuyor. Anneliği, o şefkati, sevgiyi, o yavaş yavaş bağlanmayı, sonuna kadar gitmeyi ama haksız olduğu yerde de susmayı bu kadar iyi anlatabilen usta kalemlerden biri.  Anne olmak için karnınızda taşımış olmanıza gerek olmadığını da anlattığı söylenebilir. Bir ailenin parçalanışı, çocuğun geçirdiği sendromlar, babanın çırpınışı... Dram üzerine dram görüyorsunuz.
     Tabii hızlı okunabilirliği de ayrı bir zevk katıyor, 496 sayfayı çantanızda git gel, git gel yapmıyorsunuz, kendini okutuyor, hemencecik bitiveriyor. Konudan biraz bahsedeyim ama okuyalı bayağı oldu, bazı ayrıntıları unutmuş olabilirim...
     Hikaye iki kız kardeş üzerinden örülmüş denilebilir aslında. Birbirlerine kötü bir şekilde küsmüşler ve uzun zamandır birbirlerini görmüyorlar. Ve sonra, bu iki kız kardeşi birleştiren olağanüstü bir hadise peyda oluyor. Gaipten gelen bir kız! Ormandan gelmiş, konuşmayan, daha doğrusu konuşup konuşamadığı bile bilinmeyen siyah saçlı, oldukça güzel bir kız. Söylediklerinizi anlayıp anlamadığını bile bilmiyorsunuz, tuvalet eğitimi görmemiş, size saldırıp yüzünüzü tırmalıyor ve yardım isteyeceği zamanlarda uluyor! Kurtlar tarafından yetiştirildiği düşünülüyor tabii ki de. Ormanda hayvanlar tarafından büyütülmüş insanların kayıtları 1970'lere, 2000'lere kadar uzanıyor, bunu da orada görüyoruz ama pek bir faydası dokunmuyor. Bu garip, ama bir o kadar da zeki olan kızı araştırmak, konuşturabilmek de kız kardeşlerden biri olan uzman, profesör, doçent, ordinaryus, pedagog, psikiyatrist (...hak ediyor ama! :) ) Julia'ya kalıyor. Böyle söylüyorum çünkü Julia işinde gerçekten çok iyi, kafasında belirsizlik olmayan, güçlü bir kadın karakter ve çocukları tam anlamıyla çözmüş. Tam anlamıyla. Birçok hastası olmuş bir birçok olay yaşamış, çok fazla tecrübe geçirmiş, bazı şeyler atlatmış. Tek sorunu da şu; duygusal anlamda yalnız. Evet, tahmin etiğiniz gibi, karşısına bir de yakışıklı mı yakışıklı, akıllı mı akıllı bir doktor çıkmasın mı?! Ahahah! Neyse, devam etmeyeceğim, sakin olabiliriz.  
     Harika bir kitaptı! Mükemmeldi denilebilir. Bu kitabı kesinlikle her anne adayı, her anne hatta her bayan okumalı. 
     Her şeye rağmen, sonunun beni tatmin etmediğini söylemeliyim, biz çarpıcı ve beklenmedik sonlara alışığız, bu kadar basit olmamalıydı. Sanki yazar kenara sıkışmış da tek çare olarak böyle basit bir yöntem kullanmış gibiydi. 
     5 üzerinden 4,5 veriyorum.
     Saygılar, sevgiler, keyifli okumalar efenim!

Gece gece hem beynim hem gözlerim yandı ben gidiyorum, iyi geceler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder